Çevir İngilizce Arapça الحدود الإيرانية التركية

İlgili Sonuçlar

• Turkish (n.) , {pol.}
  اللغة التركية {سياسة}
  daha fazlası ...
• Ottoman Turkish (n.) , {pol.}
  تُرْكِيَّة العُثْمَانِيَّة {سياسة}
  daha fazlası ...
• TRY (n.) , {comp.}
  ليرة تركية {كمبيوتر}
  daha fazlası ...
• Constantinople
  مَدِينَة تُرْكِيَّة قَدِيمَة {إِسْتَانبُول حَالِيًا}
  daha fazlası ...
• during
  في حدود {كَذَا}
  daha fazlası ...
• border line
  خط الحدود
  daha fazlası ...
• border (n.) , [pl. borders]
  حدود
  daha fazlası ...
• about
  في حدود {كَذَا}
  daha fazlası ...
• boundary line
  خط الحدود
  daha fazlası ...
• boundaries (n.) , [sing. a boundary]
  حدود
  daha fazlası ...
• boundary (n.) , [pl. boundaries]
  حدود
  daha fazlası ...
• ambit (n.) , [pl. ambits]
  حدود
  daha fazlası ...
• limit (n.)
  حدود
  daha fazlası ...
• in the course of
  في حدود {كَذَا}
  daha fazlası ...
• in {a period of}
  في حدود {كَذَا}
  daha fazlası ...
• roughly
  في حدود {كَذَا}
  daha fazlası ...
• nearly
  في حدود {كَذَا}
  daha fazlası ...
• approximately
  في حدود {كَذَا}
  daha fazlası ...
• bound (n.) , [pl. bounds]
  حدود
  daha fazlası ...
• not exceeding
  في حدود {كَذَا}
  daha fazlası ...
• not beyond
  في حدود {كَذَا}
  daha fazlası ...
• within the framework of
  في حدود {كَذَا}
  daha fazlası ...
• within
  في حدود {كَذَا}
  daha fazlası ...
• confine (n.)
  حدود
  daha fazlası ...
• borders (n.) , [sing. a border]
  حدود
  daha fazlası ...
• borderline (n.) , [pl. borderlines]
  خط الحدود
  daha fazlası ...
• not more than
  في حدود {كَذَا}
  daha fazlası ...
• frontiers (n.) , [sing. a frontier]
  حدود
  daha fazlası ...
• frontier (n.) , [pl. frontiers]
  حدود
  daha fazlası ...
• limits (n.) , [sing. a limit] , {math.}
  حدود {رياضيات}
  daha fazlası ...

örneklerde

• 5.7 On the issue of the contradictory statements made by the complainant on his departure from Sweden, the complainant confirms that he passed through the Iran-Turkey border but that he lied at the outset as he wished to protect the smuggler.
  5-7 وبشأن مسألة التناقض في الأقوال التي أدلى بها مقدم الشكوى فيما يتعلق بسفره إلى السويد، فهو يؤكد أنه مر عبر الحدود الإيرانية التركية ولكنه كذب في بداية الأمر لأنه كان يود أن يحمي الشخص الذي هربه.
• There were 20 births in a small village near the Turkish-Iranian border.
  كان هناك 20 ولادةَ في a قرية صغيرة قُرْب الحدودِ التركيةِ الإيرانيةِ.
• There were 20 births in a small village near the Turkish-lranian border.
  كان هناك 20 ولادةَ في a قرية صغيرة قُرْب الحدودِ التركيةِ الإيرانيةِ.